×
Amigdala Hijack83000 Brain Scans LessonBeyin YapısıIntrovert ExtravertCorpus CollosumEpifiz BeziHızlı Ve Yavaş DüşünmekBilgi Beyin BiyokimyaBill Gates Zeka Tipini BulBeyin Atlas LinkleriComparison Of Gay Straight BrainsSexual Behaviour and BrainBeyinle İlgili Bazı BilgilerBeynin önemiSecrets Of Human BrainFemale Covert NarcissistSex Differences In BrainCorpus callosum difference: Myth or reality? Boys and Girls Prefer gender-typical toys Change Your Brain Change Your LifeYour brain is wired for negative thoughts.Change it.Explainin Human's BrainLimbic SystemFree WillNeuroscience And ConciousnessKelime Anlayan BonoboHuman SexualityCorpus Collasum
NunChaKu

Beynin önemi

Bir konu var ki, o konunun detaylarından habersiz olmanın sonucu insanların kendilerine bakışı, etrafına bakışı, dünyaya bakışı, olayları anlayışı ve yorumlayışı “dünya bir öküzün başının üstünde durmaktadır, öküz kımıldayınca deprem olmaktadır” mertebesinde kalıyor. “Benzin mi, dizel mi abi? Farketmez ya, kafana göre doldur” mertebesinde.

O konu beyindir. Beynin yapısı ve işleyişi ile ilgili konular açıklığa kavuştukça, nasıl bir hayal alemi ve saçmalıklar dünyasında yaşadığımız da netleşmektedir. Bir kişinin beynin yapısına dair, aşağıda belirtilecek bazı mevzulara hakim olması, o kişinin adeta şahsi reform ve rönesans hareketi yapmış olması, orta çağdan yeni çağa geçmesi, bir zamanlar telgraf çekerken şimdi internet üzerinden görüntülü konuşması kadar bir kişisel sıçrama yaşaması demektir.

(Şimdi hep birlikte mesele bu kadar mıymış değil miymiş görelim.)

Beyin meselesi o kadar önemli bir meseledir ki, en başta eğitim sistemi buna göre kökten yeniden tasarlanmalı ve eğitimin ilk safhasından itibaren birey beyinle tanışmalıdır.

İKİ BASİT ÖRNEK

Solak ve sağlak olmak insan beyninin yapısal yansımalarındandır. 1900’lerde doğuştan solaklık diye bir durum olduğu bilinmiyordu ve bir çok öğrenci bu bilgisizlikten dolayı sağ elle yazmaya zorlanarak eziyet çekti. Şu an yıl 2020’ye giderken solaklık benzeri belki yirmi konuyla ilgili sebepten öğrenciler hala eziyet çekmeye devam ediyor.

Örneğin bir insanın kendisi ile ilgili bilmesi gereken en önemli konulardan biri okuyucu mu dinleyici mi olduğudur. Bir okuyucuysanız, bilgiyi kağıt üzerinde görerek daha iyi öğrenirsiniz. Ve yazarsanız bilgi kafanıza daha hızlı girer. Beethoven notlarını yazdıktan sonra atıyormuş. Neden atacağın notları yazıyorsun denince verdiği cevap: “bir kez yazdım mı, bir daha aklımdan çıkmıyor”. Eğer dinleyici iseniz, kesinlikle konuyu duyarak daha iyi öğrenirsiniz. Bu da beyin yapısının yansımalarından biridir ve kendisi hakkında bunu bilmemek kişiyi dezavantajlı ve randımansız bir duruma sokar.

BEYİN VE KARAKTER, DUYGU, EĞİLİMLER

86 milyar hücre. Bu hücrelerin her biri arasında 10 bine çıkabilen bağlantı mevcut. Hafıza, düşünce, anılar, acılar, istekler, arzular, kimi zaman gözü dönmüşçesine hisler yaşadığın o politik düşünceler, senle pratik hiç bir alakası olmamasına rağmen yaşadığın sevinçler ve hüsranlar, hepsi sana sanki öyle değilmiş gibi gelse de, sanki duyguların, şahsiyetin etle, kanla, sinirle, hücreyle alakasız gibi hissetsen de, bu bağlantıların içinde gizli.. Beyninin bir sebepten dolayı ameliyat ile bir kısmı alınmış insanlardaki inanılmaz karakter değişimleri bunun net bir ispatı.

Evet. Şimdi işin ruhani, manevi, her şey maddeden mi ibaret canım şeklinde bir tarafı da var ama, işte bir yandan fiziksel gerçek bu. O meseleyi bu gerçeği de ele alarak hesaplamak zorunluluğu var.

Bir seri katil, bir mektup yazıyor. Sürekli öldürmek istiyorum, neden böyle olduğunu anlamıyorum, öldüğümde beynime otopsi yapılmasını istiyorum, diyor. Öldükten sonra yapılan otopside beyninden kocaman bir tümör çıkıyor.

Bir sapık, pedofil şahsın beyninde bir tümör sonucu böyle olduğu anlaşılıyor. Tümör beyninden ameliyatla alınıyor. 5 yıl sorun çıkmıyor. 5 yıl sonra yeniden taciz suçu işliyor. Tekrar beyni açıldığında tümörün yeniden nüksettiği görülüyor.

Bunun gibi yüzlerce, hatta binlerce örnek mevcuttur. Kanada’da bir uyurgezer, üvey annesini, uyurgezer durumdayken bıçaklayarak öldürüyor. Mahkeme kararı: Suçsuz. Vaka ağır vaka, 11 yaşından beri uyurgezer. Ve o gece dışarıda gezip geldikten sonra, bu işi yapmış. Bıçaklama yaptığında, kendi parmaklarının tendonları bile kopmasına rağmen hiç bir şey hissetmemiş. Evet. Kesinlikle bu işi isteyerek ve bilerek yapmamış. Ve siz bu durumda suçsuz sonucuna varmak zorundasınız ve işte böylece dünya öküzün başında duruyor dememiş oluyorsunuz.

BEYNE DIŞ FİZİKSEL VE KİMYASAL ETKİNİN SONUÇLARI Beynin hücreleri ve aralarında bağlar, sizi siz yapan unsurlar. Boksör kafasına darbe aldıkça, hücreler ölür ve aslında kendisini yitirir. Boksör aptallaşır. Konuşması bile ağırlaşır.

Bu hücreler kanla beslenir. Sigara içmek bunlara yapılan büyük bir azaptır. Alkol zehirdir. Alkol direk amigdalaya vurur. Amigdalayı alaşağı etmesi ve devredışı bırakması ile düşünen kısım korteks sallanır. Kluver-Bucy sendromu diye bir şey var. İki amigdala da devredışı kalınca, kişide aşırı konuşma, aşırı cinsellik, ve kontrolsüz davranışlar açığa çıkmaya başlıyor.

Amigdala hijack denen hadise korku, endişe, stres, tehlike sonucu beynin düşünen kısmının devre dışı bırakılması durumudur. Tehlike anında insana sormaksızın güvenlik amacı ile otomatik gerçekleşir. Bunu yapan organ bütün sinirlerin vücudun alt tarafından kendisine gelip, beynin üst tarafına onun üzerinden gittiği, bir kontrol merkezi gibi görev yapan talamustur. Talamus korku, panik, hızlı karar verilmesi gereken durumlarda, düşünen kısmı devre dışı bırakır ve amigdala denen başka bir organı devreye sokar. Bir insan herhangi bir sebepten sinirlendiğinde yada azarlanma sonucu stres altına girdiğinde insanı basan o berbat his bunla alakalıdır. Kafa çalışma, kontrol devre dışı kalır. Kişinin gözü döner. Ne yaptığını bilmez. Otomatik olarak önceden beyinde tanımlı olan şeylerden bir hareket seçilir icra edilir.

Bu hadiseyi bilmek, kişinin onu kontrol etmesinde işi kolaylaştırır. Amigdala hijack gerçekleştiğinde, yani bizim ifadelerle kafanın tası gözü dönüşçesine attığında, kan beyne sıçradığında, yapılması gereken ilk iş hiç bir şey yapmadan 6 saniye beklemektir. Mümkünse bir dakika, en iyisi on dakika. Beyin kontrolü sana tekrar devredecektir. Yani kendine geleceksin. Bu birçok meseleyi otomatik çözer.

Balık, zeytinyağı ve cevizde bol Omega 3 ağırlıklı yağlar, beynin hücre zarının esnekleşmesini sağlar ve nörotransmiterlerin geçisi kolaylaşır. Bu kafanın daha iyi çalışması demektir. Bu elastik beyne giden yoldur. Elastik beyin senin en ihtiyaç duyduğun şeydir. Elastik beyinde değişme gücü vardır. Biz böyle gördük, böyle biliriz, bunca yıldır herkes yanlış yapıyordu da sen mi doğru yapıyorsun, erkek adam göbekli olur vs. gibi tepkiler özde elastikiyetini kaybetmiş beynin sonucudur ve enerji harcamaktan kaçan bünyenin otomatik ürettiği kendini kurtarıcı felsefelerdir.

Tabi insan, beyninin bu oyunu kendine yaptığını anlayamaz. İnsanın hayatta savunduğu şeylerin bir çoğu düşük enerjili olma eğiliminden kaynaklıdır. Değişim demek beyinde yeni bağların oluşması demektir ve bu ciddi biyolojik enerji ister. Çok yorar. İnsanı sıkar. İnsanda inandığı gibi yaşamayınca, yaşadığı gibi inanma şeklinde bir sistem vardır. Yapamadığı işe çamur atarak kendini korumaya alır, rahatlatır. En azından ondan uzak durur. Böylece batağın içinden çıkamaz.

Bu bağların azlığından görüş gücü de azalır. Hem bağlar az, hem bağlar arası bilgi akışı yavaş. Stres, depresyon, isteksizlik, öğrenme zorluğu, hesap yapma zorluğu, konuya odaklanamama vs.vs. Aslında bunların birçoğunun farkındadır ama bu konuda bir şey yapma gereği hissetmez.

Yalnız iki hafta bile sporla uğraşmak, insanın biyolojik dengelerinde öyle değişimlere neden olur ki, bazı anti-depresan ilaçları içince oluşan hormonal salınımlar gibi etki oluşur. İlaç içmeye gerek kalmadan insan depresyondan kurtulur.

Kimileri bunu doğal olarak keşfetmiştir. Bunların en enteresanları milletin dalga geçmek için paylaştığı yaşlı dedelerin zikir halkalarındaki tepinişleridir. Öte yandan bu iş, onların yaptığı en masum ve en mantıklı iştir. Afrikanın ve Amerikanın yerlilerinden, Karadeniz sahilinde horon tepen adama kadar hepsi bu işten gelen dopaminin peşindedir.

ZEKA TİPLERİ

Beynin yapısının yansıması olarak, 9 adet zeka tipi vardır.