Ancak bu kadar hazin olabilir.
Leopar minik şeker yavrusunu kayaların arasına gizleyip avlanmaya gitti. Ancak bir piton geldi ve yavruyu yedi.
Leopar geri döndüğünde yavrusunu bulamadı. Onun yerine koca bir yılan buldu. Yılan kayaların dibine sinmişti. Risk alıp umarsızca yılana yanaştı. Bir iki pençe attı, yılanı yaraladı. Ama yılan bir iki kafa attı. Leopar ürktü. Yılan kendi daha geri çekti, sindi.
Leoparda gitti bir kayanın üstüne oturdu. Sen ordan nasıl olsa çıkacaksın, ben de sana açık alanda gününü göstermez miyim, sen ki benim yavrumu yedin dercesine kayanın üstüne yayıldı, beklemeye koyuldu.
Yılan baktı ki bu iş karışık. Eee leopar yavrusu yemek, ceylan yavrusu yemeye benzemez. Zavallı ceylan, sen onun yavrusunu midene indirirken, başında çaresizce koklanarak bakıyordu.
Yılan baktı ki leopardan kurtuluş yok, yuttuğu yavruyu kayanın üstüne geri çıkardı. Şaşılacak iş.
Leopar yavrusunu görünce artık yılanı bıraktı. Yılan yoluna gitti.
Leoparın ana yüreği ile insanın ana yüreği arasında ne fark var? Leopar artık tanıması güç yavrusunu başına geldi, kokladı kokladı. Bir iki yaladı.